Fikirlerine bağlı olmamanın en güzel yanı her fikri dinleyebilme özgürlüğü. Eskiden biriyle tartışırken onun söylediklerine karşı ne söylemen gerektiğimi düşünürdüm. Şimdi bir fikri anlatan insanı gerçekten dinleyebiliyorum. Gerçi sadece ara sıra gelen müşterilerimi dinliyorum. Uzun zamandır hiç bir arkadaş gruplarıyla bir araya gelip sohbet ettiğimi hatırlamıyorum ama şunu farkediyorum ki 4 - 5 sene benim için tartışmaya bile açık olmayan tabularım artık yok. Eskiden alay ettiğim, şu kişisel gelişim kitapları hala boş geliyor ama yine de bazılarını okuması eğlenceli. Bana şu kitap çok güzel mutlaka oku dediklerinde içten içe alay etmiyorum hatta okuyorum. 

Müzikte biraz öyle yine daha çok hardcore rock müzikten hoşlansam da söyleyenin sesi güzelse, tarzı çok da farketmiyor gibi. Zaten artık pek de ayrım yapamıyorum bazı türküler metal parçalardan sert geliyor. yaş ilerledikçe müzik zevkiniz değişecek elbette ama bu türle ilgili bir değişim değil. Tam tersine daha fazla seçiciyim ama doğru kelime sanırım sallamıyorum, sevmediğim şeylerin beni rahatsız etmesine izin vermiyorum.

İnsanlar, kitaplar, müzikler, hatta fikirler için hepsi için geçerli bu azaldıkça çoğalıyor. miniimalizmdeki less is more olayı. Ne kadar azsa o kadar çok aslında. Kendini sınırlamadan rafine edebiliyorsun. 

İnançlarımın esiri olmadığımda daha net görebildiğimi farkediyorum. Fikir holiganlığının düşünmeye ciddi zararları olduğunu herkes bilir ama kimse fikirlerinin holiganı olduğunu kabul edemez.